Diş Beyazlatma

Diş renginin koyu olmasının birçok nedeni olabilir.

Öncelikle doğal diş renginin kalıtsal bir unsur olduğu unutulmamalıdır. Dişlerin ilerleyen yaşla beraber doğal rengini yitirip daha da koyulaşma ihtimali; sigara, çay, kahve, şarap, kola, nikotin ve hatta tetrasiklin gibi bazi ilaçların tüketimi sebebiyle artmaktadır.

Kanal tedavisi görmüş dişler de zamanla beyazlığını yitirebilmektedir.

Dişlerin renginin çamaşır suyu, karbonat gibi doğal yöntemlerle açılmaya calışılması da bazen dişlerde kalıcı hasara sebep olabilir, hatta zamanla dişin en diş yüzeyi olan mine tabakasının aşınmasına ve dolayısıyla daha sarı olan dentin tabakasının renginin açığa çıkmasına sebep olabilir.

Diş beyazlatma ya da diğer ismiyle bleaching, çeşitli jellerin yardımıyla gülümsemenizi daha parlak ve beyaz hale getiren kozmetik tedavi çeşididir.

Dişlerinizin doğal beyazlığa sahip olması için oldukça kısa süren bu tedaviden Aesthway farkı ile faydalanabilirsiniz.

Diş beyazlatma yöntemi uygulanmadan önce daha etkili sonuç alabilmek için diş temizliği yapılır. Diş temizliği ile diş yüzeylerindeki bakteri plakları, diş taşları, gıda ve nikotin lekeleri temizlenir.

Diş çevresindeki yumuşak dokuları beyazlatıcı ajanın etkisinden korumak amacıyla, diş etlerine koruyucu jel uygulanır.

Daha sonra diş hekimi tarafından dişlerin üzerine özel bir beyazlatıcı ajan (jel) sürülür. Jeli aktive etmek için lazer veya led ışık gibi özel bir ışık kaynağı kullanılır.
Sonuç hemen ilk 30-60 dakikalık uygulama ile elde edilir.

Piyasada diş beyazlatma için çeşitli teknikler mevcuttur.

Aesthway kliniklerinde beyazlatıcı ajan olarak %15 ile %43 arasında hidrojen peroksit konsantrasyonuna sahip jeller uygulanmaktadır. Jeli aktive etmek için Philips tarafından geliştirilmiş özel Led ışık kaynağı kullanılır.

Beyazlatma öncesi kapsamlı bir diş muayenesi yapılmalıdır.

Diş ve diş eti sağlığı yerinde olan,18 yaşını doldurmuş ve diş minesi gelişimini tamamlamış bireylerde teknik olarak beyazlatma yapmak mümkündür.

Ancak dişlerde kaplama veya dolgu varsa, o dişlerde beyazlatma tedavisinden başarılı bir sonuç alınmaz. Çünkü kaplama ve dolgu rengini beyazlatma işlemiyle açmak mümkün değildir. Diş beyazlatma işlemi yalnızca doğal dişlere uygulanır.

Hamile ve emziren kadınlara da diş beyazlatma önerilmez. 

Beyazlatma etkisine sahip diş macunları, dişlerin üzerinde bulunan lekeleri kendi içlerindeki abraziv maddelerin etkisiyle uzaklaştırır.

Bu macunlar, beyazlatıcı madde olan hidrojen peroksit içermedikleri için dişlerin derin tabakalarına nüfus etmezler ve sadece yüzeysel lekeleri uzaklaştırabilirler. Bu sayede dişin rengini sadece 1 tona kadar açabilmektedirler.

Hekim tarafından uygulanan ofis tipi beyazlatma tekniğinde ise dişin rengi 7-8 tona kadar açılabilmektedir.

Diş beyazlatma işlemi dişlerde herhangi bir yapısal degişikliğe ya da kalıcı hasara sebep olmaz. Bu sebeple tekrar tekrar uygulanmasında da bir sakınca görülmemiştir.

Diş beyazlatma dişlerde sızı şeklinde geçici hassasiyete sebep olabilir. Bu durum tamamen normaldir. Soğuğa ve sıcağa karşı duyulan bu hassasiyet genellikle 1-2 gün içerisinde kaybolur.

Diş beyazlatma işlemi sonrasında ortaya çıkabilecek hassasiyeti minimuma indirmek için ilk 2 gün çok sıcak ya da çok soğuk yiyecekler tüketilmemelidir.

Her türlü renk verici yiyecek ya da içecekten mümkünse bir süre uzak durulmalıdır. Işlem bitimini takiben özellikle ilk 2 hafta sigara, çay, kahve, çikolata, kırmızı şarap, vişne, karamel, salça gibi renk verici koyu renk barındıran ürünler kullanılmamalıdır. Aksi takdirde elde edilen beyazlığın beklenilenden kısa sürede geri dönebileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. 

Beyazlatma sonrasında renk zamanla kaybolmaya başlar. Bu da hastanın renkli sıvılar (çay, kahve, şarap, kola vb.) ve sigara kullanımına bağlı olarak ortalama 1 yılı bulur.
Diş beyazlatma 6 ayda 1 ya da yılda 1 desteklenirse kalıcı hale gelir.
Düzenli ağız bakımı da yine bu süreyi uzatır.

Öncesi/Sonrası

Ücretsiz Danışmanlık

    Yeni Proje (7)